Yapay Zekanın Hukuki Durumu – II

Yapay Zeka Kullanımının Yasal Sorumluluğu

Giriş

Türk Borçlar Hukuku’nda (TBK), kural olarak kişi haksız fiillerinden ve bu fiillerin yol açtığı zararlardan sorumludur. Yine TBK’da, kusur sorumluluğu ana kuraldır ve kusur sorumluluğunun yaptırımı, bu borcun tazmini şeklindedir. Doktrindeki bazı sosyal düşünceler ve eşitlik ilkesi gereğince, zararın oluşmasında kusurlu olmayan kişilerin bu zarardan sorumlu olmalarını gerektirmektedir. Bu gibi durumlarda istisnai bir sorumluluğa ‘kusursuz sorumluluk’ denir. Burada kastedilen, kişinin ortaya çıkan zararda kesinlikle kusursuz olmadığı anlamına gelmez; yani kişinin kusuru olmasa bile sorumludur. Başka bir deyişle, kusursuz sorumlu olan kişi somut davada herhangi bir kusura sahipse, işbu sorumluluk türünün sonuçları daha da ağırlaşacak ve cezası artacaktır.

Türk Hukuk Sisteminde Kusursuz Sorumluluk

Türk Hukuk Sisteminde, yapay zeka kullanımından ötürü oluşabilecek zararlar nedeniyle henüz herhangi bir sorumluluk türü olarak kabul edilmemiştir. Başka bir deyişle, yapay zekaya sahip makinelerin sorumluluğu nazarında TBK veya diğer kanunlara bir sorumluluk türü düzenlenmemiştir. Bu sebeple, yapay zekanın ‘kusursuz sorumluluğuna’ dair ifade edilen görüşler, bu konuda mevcut yasa için somut bir regülasyon faaliyeti yapılıncaya kadar Türk hukukunda geçerli olmayacaktır. Bununla birlikte, yapay zekayı kusursuz sorumluk türlerinden biri olarak düşünmek mümkün olabilir.

Bu noktada, ilk seçenek yapay zekayı bir “ifa yardımcısı” olarak görmek ve bu nedenle kusursuz sorumluluk ilkesini tartışmak olabilir. Bununla birlikte, bu tür bir sorumluluğun var olması için, bir istihdam ilişkisi olmalıdır. İnsanlar yapay zekaları kullanabilir ve çalıştırabilirler. Bunun nedeni, TBK’nın 66. maddesi anlamında kabul edilen bu sorumluluk için işçi-işveren ilişkisi olmasıdır. Bu bağlamda, ikinci öneri olarak, hayvan sahibinin sorumluluğu olabilir. Çünkü hayvanlar Türk hukukunda insan olarak kabul edilmemektedir ve ayrıca hayvanların belli bir zekası, dürtüleri ve içgüdüsel özellikleri vardır. Ancak, Yapay zekanın kullanılmasından kaynaklanan sorumluluk, hayvan sahibinin sorumluluğuyla karşılaştırılamayan bir sorumluluk durumudur. Çünkü yapay zeka son derece bilişsel özellikler ve son derece güçlü adaptasyon geliştirmiştir.

Mevcut yasal düzenlemeler göz önüne alındığında akla ilk gelen şey, yapay zekanın neden olduğu zararlara ilişkin sorumluluk konusunda, yapay zekaya sahip makinelerin kullanım sorumluluğudur, özellikle de üreticilerin sorumlulukları ve tehlike sorumluluğu da gündeme gelebilir. Bununla birlikte, bu bahsi geçen çözümlerin hiçbiri insanlığa yeni bir şey sunmamakta ve ayrıca gelişmiş yapay zeka türlerine cevap vermek için yeterli değildir. Bu bakımdan, yapay zekanın sorumluluğu mevcut kurallarla değil yeni bir düzenleme ile çözülmelidir.

Yapay Zekanın Kusursuz Sorumluluğu

Yapay zekanın kullanılmasından kaynaklanan yasal sorumluluğu ele alan ilk somut yasal metin Avrupa Parlamentosu Raporu’dur. Bu rapor ilk önce yapay zekaya ‘elektronik kişilik’ gibi bir kişilik vermeyi, daha sonra yapay zekanın neden olduğu zararlardan sorumlu olacak yeni bir katı sorumluluk türünü öngörmektedir.

Rapora göre, daha akıllı yapay zeka türleri toplumun her kesimini etkileyecek yeni bir devrimine işaret ediyor. Yasama organının böyle bir konjonktürde görevi, yapay zekanın yasal etkilerini yeni teknolojik gelişmelere müdahale etmeyecek şekilde gözden geçirmektir. Yapay zeka gün geçtikçe daha özerk hale gelmekte ve yapay zeka üreticilerin, sağlayıcıların, satıcıların, kullanıcıların ve benzer aktörlerin elinde basit, sıradan bir teknolojik araç olarak görülmesi haliyle zorlaşmaktadır. Dolayısıyla, mevcut TBK hükümleri, özellikle hasarın belirli bir kişinin haksız fiilleriyle doğrudan ilişkili olamadığı durumlarda yeterli değildir. Her ne kadar rapor yapay zekanın birçok yönünün bulunduğunu gösterse de, Yapay zekanın hukuki olarak sorumluluğunun belirlenmesi öncelikli olarak önemlidir ve bu nedenle yapay zekaya ilişkin yapılacak olan yasal düzenlemeler önce özel hukuk meseleleriyle başlamalıdır. Bu amaçla, Rapor, akıllı özerk robotların neden olduğu zararların tazmin edilmesinde, yapay zekanın zarar görmesi ile eylemi veya eylemsizliği arasındaki nedensel bağın gerekçelendirilmesinin yeterli olduğu yeni bir kusursuz sorumluluk önermektedir.

Dünyadaki mevcut borçlar hukuku hükümlerine göre, kişinin kendi kendini tahrip edici davranışlarından veya ihmalinden dolayı üçüncü tarafların neden olduğu zararlardan sorumlu olması mümkün değildir. Yapay zeka kesintiye uğrarsa, başarısız olması veya kontrol altına alınmaması durumunda sorumluluk özellikle yapay zeka üreticisine veya kullanıcısına aittir. Bununla birlikte, yapay zeka özerkleştiğinden ve öngörülemeyen uyarlama özelliklerine uygun olarak çevresiyle etkileşime girdiğinden, sorumluluk konusundaki geçerli kurallar yeterli olmayacaktır. Bu nedenle, Rapor belirli bir kusursuz sorumluluk hali öngörmektedir.

Raporda öngörülen düzenleme özel bir kusursuz sorumluluk hali olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, yapay zekaya ilişkin kusursuz sorumluluk, borçlar kanunundaki mevcut sorumluluk türlerinden farklıdır. Bu kalifikasyon için iki ana sebep var.

İlk olarak, bu rapor yapay zekaya verilen komutların seviyesi ve yapay zekanın karar verme özerkliği ile orantılı olmalıdır. Buna göre, yapay zekanın öğrenme kapasitesi veya özerkliği arttıkça, yapay zeka eylemlerinden veya eylemsizliğinden kaynaklanan zararlardan sorumlu olan gerçek veya tüzel kişinin sorumluluğu azaltılmalıdır. Aslında, teorik olarak, yapay zekanın gelişmesi tamamlandığında, kendi bilinçlerinin farkında olan tamamen özerk robotun yol açtığı zararlardan hiçbir şekilde gerçek veya tüzel kişilerin sorumluluğu olmayabilir. Bu nedenle, bu katı sorumluluk, teorik olarak, son derece akıllı yapay zeka biçimleri yaratıldığında, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bir geçiş formu olarak kalır. Yapay zeka tek başına sorumlu olduğu bir duruma dönüşme potansiyeline sahiptir. Bu anlamda, öneri gelecekte ne kadar yapay zeka geliştirilirse geliştirilsin, yapay zekanın yaşlanmayacak; bu yeni kusursuz sorumluluk ilkesi işlevsiz olmayacak.
İkincisi, bu kusursuz sorumluluk türü, başka bir açıdan daha mevcut olan kusursuz sorumluluk düzenlemeleri görüşünden oldukça farklıdır. Rapora göre, yapay zekanın neden olduğu zararları telafi etmek için özel bir tazminat fonu tarafından desteklenen zorunlu bir sigorta sistemi kurulmalıdır. Bu son öneri, sigorta hukuku ve mevcut sigorta sistemleri açısından çığır açıcıdır; Ancak, bu sistemin nasıl uygulanacağını netleştirmek için uygulamaların yaygınlaşması gerektiği açıktır.

Sonuç

Yapay zekaya kişiliğin kazandırılması, özellikle Avrupa Parlamentosu’nun elektronik kişiliğinden ve yeni bir tür kusursuz sorumluluk önerisinden sonra boyut değiştirmiştir. Ayrıca, raporun önerdiği bu yeni kusursuz sorumluluk teklifi, belirli bir kurtuluş beyyinesi içermiyor, ancak mevcut hukuk sisteminin eksik yönlerinden kaynaklanıyor ve bunları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Ancak, doktrinde bu konular hala yoğun bir şekilde tartışılmaktadır ve yapay zekanın bir eşya veya tüzel kişilik olarak görülmesine ilişkin görüşler halen devam etmektedir. Seçilen çözüm aynı zamanda yapay zekanın neden olduğu zararlardan kaynaklanan sorumluluğun nasıl belirleneceğini de etkileyecektir.

Türkiye’de yapay zeka ile ilgili somut yasal düzenlemeler yoktur. Bununla birlikte, dünyadaki yapay zekanın gelişimini takip etmek ve teknolojik yeniliklerle yetişmek ve bu meselelerin yasal yönlerinde göz ardı edilememek mümkündür. Bu nedenle, Türkiye’de yapay zeka ile ilgili yasal düzenlemeler yapmak ve yasal zeka ile yapay zekanın durumuna ilişkin konulara cevap vermek oldukça elzemdir.