Türk Hukuku’nda Jeotermal Enerji Düzenlemeleri ve Teşvikler
Giriş
Enerji kaynakları yalnızca uygun fiyatlı ve güvenli değil, aynı zamanda çevre dostu ve sürdürülebilir olmalıdır. Sürdürülebilir olmayan enerji kaynaklarının çevreye zararlı olma ve sınırlı kullanım gibi birçok dezavantajı olması nedeniyle, son yıllarda dünya çapında yenilenebilir enerji kaynakları önemli hale gelmiştir. Sonuç olarak, devletlerin çoğu yenilenebilir enerji alanını, yatırımcıları bu alana yatırım yapmalarını teşvik edecek ve finansal yardım sağlayacak şekilde düzenlemeyi düşünmüştür. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında, artan teknolojik gelişmelere bağlı olarak, jeotermal enerji kesinlikle bu tür bir gereksinime en önemli katkıyı yapma potansiyeline sahiptir.
Jeotermal enerji, yerkabuğu üzerinde jeolojik olaylara sebep olan dünya üzerindeki ısı olarak tanımlanabilir. Jeotermal kaynaklar; ısı kaynağı, yer kabuğundan yüzeye ısı taşıyan sıvı, termal suyu sirküle etmek için yeterli kaya geçirgenliği olmak üzere üç ana bileşene sahiptir.
Jeotermal enerjiyi güneş veya rüzgar enerjisi dahil olmak üzere diğer tiplere göre daha fazla tercih edilebilir kılan şey, hava koşullarına veya mevsimsel faktörlere bağlı olmaması veya etkilenmemesidir. Bununla birlikte, jeotermal enerjinin etkinliğinin ve avantajlarının azaltılabileceği, jeotermal enerji için uygun ortamın dünya yüzeyinden çok derin bir mesafede bulunduğu belirtilmelidir. Bu nedenle, pazardaki rekabet edebilirliği, fiyatlarının çarpıcı biçimde arttığı ham petrol veya doğal gaz gibi diğer kaynaklardan daha ucuz üretilebildiği ölçüde maliyet seviyesine bağlıdır. Türkiye, jeotermal enerji dahil yenilenebilir enerjiyi düzenlemiştir ve piyasayı teşvik etmek için çeşitli teşvikler sağlamıştır.
Türkiye’deki Jeotermal Enerjinin Yasal Çerçevesi
Türkiye’de jeotermal enerji 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu ile düzenlenmektedir. Ayrıca 26727 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde de bu konu ile ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Türkiye’deki ilgili mevzuatlar, jeotermal ile ilgili gazlar ve doğal mineralli sular da dahil olmak üzere jeotermal kaynakların mülkiyet hakları, lisansları ve bunların devredilmesi veya devredilme prosedürlerini düzenler.
Sahiplik
İlgili kanunun 4. Maddesine göre, yukarıda belirtilen kaynakların mülkiyeti, kaynakların bulunduğu mülk sahibine değil ilgili hükümete ait sayılır. Kaynaklarla ilgili her türlü faaliyet aynı yasada belirtilen gerekli lisansları almaya tabi olacaktır. Türk vatandaşlığına sahip gerçek veya tüzel kişiler ve usulüne uygun olarak kurulan şirketler ilgili lisanslara başvuru hakkına sahiptir.
İki tür lisans vardır; bunlar arama ve işletme lisansıdır. İlki, sahibine projeye dayalı belirli bir alanda araştırma faaliyetleri yürütmesini sağlar; diğeri ise sahibinin jeotermal ile ilgili su, gaz ve buhar üretmesini ve bunları kullanmasını sağlar.
Arama ve İşletme Lisansı
İlgili kanunun 5. maddesi ve ilgili tüzüğün 6. ve 7. maddelerine göre, başvuru sahibi, yer ismini de belirterek, arama projesiyle arama lisansı için İl Özel İdaresi’ne başvurabilir. Aynı lokasyon için birden fazla başvuru olması durumunda, arama lisansı başvurusu normalde diğerlerine göre öncelikli olacaktır. Bununla birlikte, aynı anda birden fazla başvuru olması durumunda, İdare daha uygun bir teklifle başka bir projeye öncelik verebilir.
İlgili kanunun 6. Maddesi ve Yönetmeliğin 9. Maddesi uyarınca, olası lisans sahibi, arama lisansı sahibi arama lisansının sona erme tarihine kadar bir işletme lisansı için bir proje ile İdareye başvurabilir. Lisans sahibi bu işlemi başlatmak için bir son tarih belirtmelidir. İşlem belirtilen süreden önce başlatılmazsa, bu durum lisansın iptali ile sonuçlanacak ve yatırılan teminat devlet tarafından kendisine gelir olarak kaydedilecektir. Ruhsat sahibi, İdarenin izni olmadan proje ile ilgili herhangi bir değişiklik yapamaz. Lisans süresi, lisansın tescil tarihinden itibaren başlayarak otuz (30) yıldır ve on (10) yıllık süreye kadar uzatılabilir. İşletme ruhsatını aldıktan sonra, sahibi diğer gerekli izinleri almalıdır, Çevresel Değerlendirme Raporunun üç (3) ay içerisinde dahil edilmelidir. Aksi takdirde lisans iptal edilebilir.