Blok Zinciri Teknolojisi Ve Finans Sektörüne Etkileri

Teknolojinin elinden tutarak aralıksız ve süratle gelişmekte olan toplumumuzda yeniliklere alışmak her zaman kolay olmamaktadır. “Internet of values” olarak da adlandırılan blok zinciri teknolojisi de bu duruma verilebilecek en iyi örnekler arasında yer almaktadır (Özdoğan, Karğın, 2018). Adını ilk olarak Satoshi Nakamoto tarafından yazılan “Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System” makalesiyle duyuran blok zinciri teknolojisi genel anlamda veri güvenliği esaslı kronolojik sisteme sahip bir veri tabanı olarak nitelendirilebilir (Di Pierro, 2017). İsmini yansıtan sistem, verilerin yüklendiği bloklardan oluşmaktadır. Oluşum bloğuyla başlayan sistem bir sonraki bloğun önceki bloklarda kayıtlı verileri kendi verileriyle bağlamasıyla devam eder ve bu bütünlük sağlayan bağlantı sayesinde aradaki bir veriyle oynanmasının önüne geçilmiş olur (Avunduk, Aşan, 2018).

Sistemin yeniliğine rağmen gösterdiği göz ardı edilemeyecek ilerleyişinin ardında yatan sebep yine bizzat kendi özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Oluşum amacı veri güvenilirliğini sağlamak olan sistem az önce de bahsedildiği üzere içeriği değiştirilemeyen, her kayda ait bir zaman damgası bulunan kronolojik bir yapıya sahip olup bu özelliğiyle defter-i kebire de benzetilmektedir (Özdoğan, Karğın, 2018). Blok zincir sistemi aynı amaca hizmet etmekle beraber kullanıcı kitlesine veya erişim izni gerekliliğine bağlı olarak sınıflandırmalara tabi tutulmaktadır. Örneğin kamusal blok zincirlerinde (Public blockchain) yer alan verilere herkes ulaşabilirken, özel blok zincirlerine (Private blockchain) erişim hakkı yalnızca belirli bir gruba tanınmaktadır (Peters, Panayi, 2016).

İlk uygulama alanı kripto paralar olan ancak asıl olarak uygulamanın zeminini oluşturan sistemi ifade eden blok zinciri teknolojisi sağladığı avantajlar sayesinde çok kısa bir süre içinde sınırlarını genişleterek birçok alanda uygulanmaya başlanmıştır. Bizim burada üzerinde duracağımız alan finans endüstrisi olacaktır. Yukarıda bahsettiğimiz kripto para (Bitcoin) da dahil olmak üzere muhasebe işlemleri, akıllı sözleşmeler, kurumsal yönetim ve denetim gibi çok sayıda uygulama blok zinciri teknolojisinin finans sektörüne hizmet ettiği alanları oluşturur. Sistemin bu alanlarda işleyişi belirli avantajlar sağladığı gibi belirli dezavantajları da beraberinde getirmektedir.

Akıllı sözleşmeler finans alanında uygulaması oldukça işlevsel ve faydalı bir alanı oluşturur. Alışılagelmiş sözleşmelerin aksine dijital bir ortamda işleyen bu sistem, aracı bir kurum veya üst otorite gerekmeksizin finansal işlem talimatı verilebilmesini sağlamaktadır. Bu özellikleri dikkate alındığında aracı olmaksızın işleyen bu sistem daha hızlı, daha düşük maliyetli bir hizmet sunmaktadır. Bunun yanı sıra merkeziyetçi sistemden ayrılarak dağıtık veri tabanı kullanılması sayesinde veriler evrensel olarak görülebilmekte, işlem şeffaflığı ve güvenilirliği artmaktadır (aktaranlar Avunduk, Aşan, 2018; Özdoğan, Karğın, 2018).

Yine finans alanında önemli yerleri bulunan muhasebe ve denetim işleri blok zinciri teknolojisiyle daha kolay ve güvenilebilir bir konuma ulaşmaktadır. Burada sistemin sağladığı bir diğer fayda “peer to peer” olarak adlandırılan niteliğidir. Merkezden bağımsız işleyen sistemde taraflar işlemlerini bizzat karşı tarafla bağlantı kurarak gerçekleştirebilmektedir. Bu sayede gerek muhasebe kaydı karşılaştırması gerek sözleşmeler daha şeffaf ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilirken yolsuzluk ve hile gibi yasa dışı durumlar da engellenmektedir (Özdoğan, Karğın, 2018; Peters, Panayi, 2016). Tüm bu getirilerinin yanında P2P belirli sakıncaları da içinde barındırmaktadır. Bu sakıncalardan biri kullanıcı açısından avantajlı erişim kolaylığının, telif hakkı gerektiren verilere veya kişinin mahremiyet alanına giren verilere ulaşımı kontrolsüz bırakacağı endişesidir (Türkmen, Durbilmez).

Pratik hayatta finans endüstrisi dahil olmak üzere çok sayıda alanda gelişim göstermekte olan blok zinciri teknolojisi çalışmanın başında da belirtildiği üzere henüz verimliliğinin zirvesine çıkabilmiş değildir. Bahsettiğimiz tüm faydaları ve kolaylıkları bireyleri teşvik edici nitelikte olsa da henüz çok yeni oluşu ve daha da önemlisi yasal zemininin güven oluşturabilecek derecede sağlam olmayışı yükselişinin önüne geçmektedir. Akıllı sözleşmelerle büyülenen kullanıcı, bu sözleşmeler kapsamında çıkan herhangi bir uyuşmazlıkta ne olacağını öngöremediği için tedbirli yaklaşmaktadır. Bu sebeple işleyişi ve etkileri son derece olumlu ilerleyen sistemin yasal dayanaklarının da arttırılması gerekmektedir. Tüm bunlara rağmen güncel gelişmeler takip edildiğinde her geçen gün yeni bir

KAYNAKÇA

Özdoğan, B., & Karğın, S. (2018). Blok Zinciri Teknolojisinin Muhasebe ve Finans Alanlarına Yönelik Yansımaları ve Beklentiler. Muhasebe ve Finansman Dergisi, (80), 161-176.

Di Pierro, M. (2017). What is the blockchain?. Computing in Science & Engineering, 19(5), 92-95.

AVUNDUK, H., & Hakan, A. Ş. A. N. (2018). Blok zinciri (Blockchain) teknolojisi ve işletme uygulamaları: Genel bir değerlendirme. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 33(1), 369-384.

Peters, G. W., & Panayi, E. (2016), “Understanding Modern Banking Ledgers Through Blockchain Technologies: Future of Transaction Processing and Smart Contracts on the Internet of Money”, Banking Beyond Banks and Money, pp. 239-278, Springer International Publishing.

TÜRKMEN, S. Y., & DURBİLMEZ, S. E. Blockchain Teknolojisi ve Türkiye Finans Sektöründeki Durumu. Finans Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (FESA), 4(1), 30-45.